Yaz Sonu İş Başı Bir Terapi Yazısı

Ve bir yaz daha sona erdi. Küresel ısınmaya bağlı olarak sıcak hava ve dolayısıyla deniz-kum-güneş üçlüsü Ekim sonuna kadar bizimle kalacak olsa da çoğunluk eve dönüş yolunda. Yaşı geçkin İngiliz turistlerle ikinci yaz mevsimimi yaşıyorken boş durmadım ve sizin için tatilden gündelik hayata dönerken depresyona girmeden motive olmanın terapi gibi 6 yolunu derledim topladım.

1.Değiştirin

Değiştirebileceklerinizi değiştirmekle başlayabilirsiniz. Örneğin; bir süredir burun kıvırmakta olduğunuz işiniz bu tatilden sonra iyice çekilmez bir hal mi alacak? Değiştirin. “İlla çalışmam gerekmiyor, bir süre idare edebilirim” derseniz mutlu olacağınız iş size gelene kadar sakinliğinizi koruyun. Dünyadaki herkes her an çalışmıyor. Part-time işler bile full-time sıkıcı hayatınıza oranla manevi olarak çok daha kazançlı.

2.Değişmiyorsa kabullenin

İşinizi değiştiremiyorsanız, daha iyisi gelene kadar bu durumu kabul etmek zorundasınız zira bu işi de zamanında siz buldunuz ve bir umutla başladınız. Her gün sevmediğin işe gitmek bardağın boş tarafı tamam, ama dolu tarafını görmek size hırslı bir beyin yapısının yanı sıra ekonomik bütçenin nasıl yapılacağını öğretir. Tek mutsuz siz değilsiniz üzülmeyin.

3.An’da kalmayı öğrenin

İşteyken meşgul olacağınız tek şey işiniz olmalı, bulmaca çözerken sadece bulmacaya odaklı olmak gibi. En büyük sıkıntılarımdan biri okurken aynı anda başka şeyler düşünmem, yapılacak işlerin gün içinde değil de sadece bir şey okurken aklıma takılması beni deliye döndürüyordu. An’da kalmayı geç olsa da öğrendim. İşinizi yaparken ilişkinizi ya da sosyal hayatınızı düşünürseniz bu yavaşlamanıza ve yapılacakların daha da çok birikmesine sebep oluyor. Yapılacak en güzel ilerleme yolu; bir ‘yapılacaklar listesi’ oluşturmak. Buradaki sıraya göre ilerlediğinizde her şeyin gün içinde ne kadar enfes bir şekilde bittiğini göreceksiniz. Çok da can sıkmamak lazım, neticede insanız, boğazınıza oturan yok ya! İşi eve götürmeyin. Ev de işe gelmesin.

4.Düş kurun

Sahi elinizdeki akıllı telefonlar çıktığından beri böyle bir eylem olduğunu anımsadınız mı hiç? Belki hıdrellez zamanı kağıtlara çizdiğiniz istekleriniz, düş kurmanın sesli hali gibi. Evrenin çekim yasasının nasıl işlediğine dair elbet birkaç şey okumuşsunuzdur. Düş kurmak aslında geleceğe yatırımdır. Bu yüzden aklınıza geldikçe yazın. Önce teşekkür ettiklerinizi, edeceklerinizi yazmaya başlayın ardından olmasını istediklerinizi, ayrı ayrı ve tüm detayları ile yazın. Bir şükür defteri tutmaya başladığımdan beri hayatımın pozitif yönde nasıl değiştiğini bir başka yazıda illa ki sizinle paylaşacağım. Düş gülümsetir. Düş kurmayan insan solar gider.

5.Negatif insanlara yol verin

Hepimizin enerjiden oluştuğunu bir kez daha hatırlarsak, bu enerjilerin çakışmasından neler doğar siz düşünün. Gün boyu negatif tavır ve düşüncelerini sizinle paylaşanlar kısa bir süre içinde içinizi kemirmiş, yaşam sevincinizi sömürmüş, ruhsal hastalıkları geçtim bazı fiziksel rahatsızlıklara sahip olmanızı yavaş yavaş sağlamış ve hatta size bu yaşattıklarından kendisi daha güçlenerek yoluna devam etmeye başlamış olacaktır. Onlarla savaşmaya çalışmayın çünkü onlar mutsuzluktan, gerginlikten ve öfkeden beslenirler. Üzümler birbirine baka baka kararmadan enerji vampirlerini hayatınızdan çıkarın. Çıkarmakla kalmayın kovun!

6.Mutlu olun

Bu saydıklarımdan hiçbiri için kendinizde zaman ve güç bulamıyorsanız aslında benimle ve bu yazıyla da hiç vakit kaybetmeyin derim çünkü siz zaten yenilgiyi ve mutsuzluğu seçmiş ve hazmetmişsiniz görünüyorsunuz. Para, bolluk ve unvan sizce neye yarıyor? Mutlu olmaya mı? Elbette! Bunların hepsi eğer sonunda bizi mutluluğa eriştirmese hiçbirinin peşinden koşacağımızı düşünmüyorum. Sadece mutluluğa gidiş yollarımız farklı. Size göre süt bana göre çikolata. Mutlu anlar hep var ve bu yüzden tek mutluluk kaynağınız şu an sona eren tatiliniz olamazdı. Hayata gelmemizin amacı ne? Tanrı gerçekten kitaplarda bahsedildiği gibi sizden hesap soracağı günü beklemiyor. O, bu evrenin her parçasını biz mutlu olalım diye tasarladı. Silkelenin, kendinize gelin.

Olmadı, bana yazın, bir çaresine bakarız.

Hayırlı bir sonbahar dileğiyle.