K’ai & Vrosi İyi İşler Dükkan’da!

Kültürel mirasımız olan peştamalin en modern hali: K’ai Vrosi!

Siz de bu değerli kumaşın nasıl yeniden yorumlandığını ve çok şık çantalara dönüştüğünü merak ediyorsanız hemen inceleyin.

Markanızın hikayesinden bahseder misiniz?

Lazca “iyi” anlamına gelen K’ai & Vrosi köklerine duyduğu bağlılıkla el dokuması Karadeniz peştamalinin zanaat olarak unutulmasından yola çıkarak bu değerli kumaşı deri ve sepetlerde kullanıp kültürel mirasımızı yeniden yorumladık. Karadeniz bölgesinde ilçeden ilçeye gittikçe şiveler değişse de özümüzde hepimiz aynıyız, iyi insanlarız. Marka ismimizde de Arhavi ve Ardeşen’de farklı söylenen, fakat aynı anlama gelen “iyi” kelimesini kullanarak, bunu vurgulamak ve bunu işimize yansıtarak iyiliği yaymak istedik. Lazca da tıpkı peştamal gibi yeni nesilde görece çok kullanılmadığı için özellikle marka isminde kullanmak ve globale de bu isimle açılmak istedik.

Markayı kurmaya nasıl karar verdiniz?

Az önce bahsettiğim gibi peştamal dokumacılığı ne yazık ki zanaat olarak eskisi gibi canlı değil, yapan usta sayısı çok az. Daha evvel çoğu evde kadınların neredeyse geçim kaynağı olan bu değerli kumaş makineleşmenin de yaygınlaşmasıyla hakettiği değeri görmüyor. Memlekete yaptığım bir seyahatimde kendimi peştamalin neden hep fular ve masa örtüsü olarak kullanıldığını sorgularken buldum, daha önce tekstil sektöründe çalıştığım için yabancı tasarımcılarla birebir çalışarak kendi öz değerlerini nasıl parlattığına yakından şahit olduğum için bizim memleketimizde neden yok diye sorgulayarak yola çıktım. Bundan 8 sene önceydi, önce hayalini kurdum. O zamanlar işimi kurmak gibi bir niyetim yoktu, birisi bu fikri hayata geçirmeliydi. Aradan geçen yıllardan sonra çocuğum 1 yaşındayken vergi dairesine giderek firmayı kurdum. Kurulumdan 1 sene sonra İTÜ Çekirdek girişimleri arasında yer aldım, geçtiğimiz sene de İngiltere bazlı Cherie Blair Foundation for Women vakfından mentorluk desteği alan Türk girişimlerinden biri oldum, mentorumla iki haftada bir süren online görüşmelerimiz sayesinde çok fayda sağladım diyebilirim.

Tasarımlarınızı nasıl yaratıyorsunuz? Üretim süreci nasıl ilerliyor?

Marka kurulumu her ne kadar 2018 başı olsa da öncesini saymazsak yaklaşık dokuz ay AR-GE ve üretim süreciyle geçti. Deri ve çantacılık daha önce bilmediğim bir alan ama kurumsaldaki deneyimimle üretime hakimim. İşe Trabzon’a gidip peştemalin derinlerine inmek ve araştırma yaparak başladım. Karşılaştığım üzücü tablo, daha doğrusu ustanın yok denecek kadar az olması beni bu işin peşinden daha da koşturdu diyebilirim. Nenelerimiz seneler boyunca bu kıymetli örtüyü başında ve belinde kullanmış ama yeni nesil ne yazık ki bu geleneği ve üretimi görmediği için yok olmaya yüz tutmuş. Peştamal dediğimiz kumaş pamuk ipliklerinin ikat tekniği ile boyanarak hazırlanan çok renkli çubuklardan yapılmış çözgü iplerinden oluşur. Çözgüler hazırlandıktan sonra tezgaha yerleştirilir ve 90 cm’e kadar genişlikte elde dokunabilir. Bu dokuma süresi ustaya göre değişkenlik gösterse de günlük kapasite çok az olduğu için bu kumaşı kıymetli yapan da üretim safhasında verilen emektir.

Kumaşın çok renkli olmasından yola çıkarak ilk modelimizde daha sade ve günlük hayatta hali hazırda kullanılan modellere uygulayıp insanların tepkilerini görmek istedim. Daha önce bildiğim kadarıyla peştamal bu şekilde kullanılmadığı için her ne kadar kendim çok sevsem de insanlar nasıl karşılayacak bilmiyordum. İlk yapılan modellerimiz kısa sürede bitince doğru yolda olduğumu anladım ve ürün yelpazesini genişlettim. Ürünlerde sadece dana derisi kullanmamızın sebebi de alınan ürünün uzun yıllar kendini koruması ve peştemalli çantanın nesilden nesile devam ederek yaşaması.

Yaz sezonunda Karadeniz’de halk eğitim merkezindeki çok kıymetli kadın üreticilerle işbirliği yaparak hasır sepetleri de peştemalle yorumladık ve çok güzel tepkiler aldık. Amacımız bölgede kadın istihdamına katkı sağlayacak şekilde kapasiteyi daha fazla artırmak.

Ürünler Trabzon’da yapıldıktan sonra İstanbul’daki deri atölyemizde ustalarımızın titiz işçiliğinde tek tek elden geçerek son halini alıyor.

Karadeniz peştemalinin kullanım alanını ve ürün yelpazenizi genişletmeyi düşünüyor musunuz?

İlk etapta odak noktamızı çok fazla kaybetmek istemiyoruz. Çanta sektöründen sonra ayakkabı, giyim ve ev tekstili gelecek projelerimiz arasında yer alıyor.

Yurt dışı satışınız var mı? (Yoksa) İleride olmasını düşünüyor musunuz?

Biliyorsunuz el emeği ürünler yurt dışında oldukça rağbet görüyor. Amacımız zaten en başından beri yerelden globale açılmak olduğu için kültürel mirasımızı katma değerli ürün haline getirerek tüm dünyaya tanıtmaktı. Bu anlamda Amerika’ya mikro ihracat gerçekleştirdik. Şuanda İtalya ve Amerika ile anlaşmalarımız devam ediyor, önümüzdeki dönem ihracata başlamış olmayı hedefliyoruz.

(İyi İşler: Perakendede Kadın Girişimcileri Güçlendirme Programı) Bu programa katılmak size ne kazandırdı?

Girişimcilik uzun ve yorucu bir yol. Bu yolda insan zaman zaman kendini yalnız ve motivasyonu düşmüş olarak bulabiliyor, bu anlamda Kagider’in ve diğer STK’ların desteği inkar edilemez. 150 kadının olduğu Proje 15 ile başlayan süreç sonrasında Bank of America, Kagider ve Boyner işbirliğinde hazırlanan ve çok kıymetli profesyonellerden eğitim aldığımız dört ay süren bir programla devam etti. Buradaki 25 kadın arasına seçildiğim için çok mutluyum. Her bir mentorun bizlere kattığı bilgi ve vizyon sayesinde bizler şirketlerimizi nasıl daha iyi hale getirebiliriz, ölçeklendirme nasıl olmalı, finansa erişim ve hukuk gibi konularda oldukça yoğun bir eğitim gördük. Tüm kadın girişimci arkadaşlarıma bu eğitimleri takip etmelerini ve faydalanmalarını tavsiye ediyorum.

Kadın girişimcilere önerileriniz nedir?

Az önce bahsettiğim gibi bu yol uzun ve meşakkatli bir yol. İnandıkları hayal neyse peşini bırakmamalarını, sonuç odaklı olmalarını ve asla pes etmemelerini öneririm. Daha sonra yaşanacak sürprizleri minimuma indirmek için yapacakları girişmeden önce iş planı, kanvas gibi çalışmaları detaylı yapmaları bununla beraber kendi swot analizlerini de yapmaları yarar sağlayacaktır.

Kadınların ticaret dünyasındaki varlığı hakkında ne düşünüyorsunuz?

Türkiye’de kadın girişimci oranı yüzde sekiz, istihdama katılan kadın oranı da yüzde 29, toplumsal eşitliğin sağlanması ve kişi başına düşen gayri safi milli hasılatın yükselmesi için kadın girişimcilerin daha fazla rol almasını ve hayallerinin peşinden koşmalarını umut ediyorum. Yapılan  araştırmalarda kadın girişimcilerin ailesi ve eşlerinden sonra en büyük destekçileri kendileri gibi iş kurmuş diğer girişimci kadınlar, bu bağlamda Ticaret Odası, dernekler ve sivil toplum kuruluşlarında aktif rol almak önem arz ediyor. Üretmek ve fayda sağlamak bireysel olarak yapacağımız en iyi şey, eminim ki el ele daha güzel işler başaracağız.