Hangi Ünlü Hangi Sporu Yapıyor?

Hani klasiktir ya… Televizyon izlerken, film izlerken ya da bir konsere gittiğinizde ağzınızdan şöyle bir cümle çıkıverir: “Aşkımmm, sence Shakira mı daha güzel, yoksa ben mi?” Ya da olur ya bir film izlerken ”Ya şu Tom Hardy de fena değil ha?!” diye ağzımızdan kaçırıveririz de, sevdiceğimize belli etmemeye çalıştığı ufak bir tik gelir. Mevzu “yav he he” sınırını aşar da uzarsa, bazı çiftlerde bir geyik muhabbetinde dönen diyalog, kimilerinde kavga sebebi olur; ama bence istisnasız her çift bu diyaloğu yaşar.

shutterstock_298755041

Milli piyangodan para çıksa hemen istifa eder, Uzak Doğu turuna çıkarım. Sahipsiz hayvanlar için barınak yaptırırım. Fakirlere dağıtırım. Der de der insan ve kendini 10 dakikalığına süper duyarlı, ultra iyi, aşırı mutlu hisseder ya… Bu mevzu da aynı hikaye. Bence çoğu insanın, realitesini aşan, anlık da olsa hayalini kurduğunda kişiyi, kişisel davranış sınırlarının dışına çıkaracak bir ünlüsü vardır. Ben buna “tek ünlü hakkı” diyorum. İnkar edeceksiniz biliyorum ama hepinizin bir ”Aman canım, adam gelip beni mi alacak ama alası tutarsa da bir düşünürüz.” ünlüsü var. Birbirimizi kandırmayalım. Hepimiz insanız, zaaflarımız olacak; ama bence akıllı insan zaaflarından bile kar elde edebilendir. “Brad Pitt sevmiyorum, tipim değil. Ben bir kere sarışın sevmem” He, o da sana bayılıyordu…

Peki, bu bayıldığımız ünlüler formlarını nasıl koruyor, bilmek ister miyiz? Bence isteriz. Misal, Madonna olsun, J. Lo olsun, Vin Diesel olsun, Jake Gyllenhaal olsun ve son olarak Channing Tatum olsun. Bu birbirinden ünlü, güzel, yakışıklı ve fit insanlar hangi sporu yapıyor da formlarını koruyor, birlikte bakalım.

Madonna & Yoga

Madonna bir Vinyasa Yoga stili olan Ashtanga Yoga’ya, kızının doğumundan hemen sonra şekle girmek için başlamış. Kendisi şu an 57 yaşında olduğu halde, inanılmaz atletik ve inanılmaz güçlü. Zaten Ashtanga Yoga da oldukça zor pozlardan ve geçişlerden ibaret olan, ter döktürücü ve kas kuvvetini hızla arttırıcı bir egzersiz metodu. Madonna Yoga’nın hem fiziksel hem ruhani anlamda besleyici ve ilham verici olduğunu söylüyor. “Yoga hayat gibidir, yavaşlatamazsın, acele de edemezsin, tut ki bir durum, bir poz zor geldi… Zor geleni es de geçemezsin… Derin bir nefes alır, kendinle barışır ve hangi noktadaysan şükredip, hayatına devam edersin.” diye de ekliyor.

Vin Diesel & Cycling

 

Vin Diesel’i bilen bilir. Vin ağabeyimiz hızlı ve öfkeli bir insandır. Nam-ı diğer Dominic Toretto’dur. Asil bir yarışçı ve usta bir oto tamircisi olmasına rağmen, nerede illegal bir yarış varsa kendini oraya atar. Ayağımı yerden kessin adamı değildir; illaki en hızlı ve konforlu aracın peşine düşer. Hikaye bu ya, yapmadığı iş, girmediği yol kalmaz bu uğurda. Realitede ise Vin ağabeyimiz ayağı yerden kesen en basit, en kullanışlı taşıt olan bisikletin hastasıdır.

Cycling salonlarda yapılan bir grup egzersizidir. Derslerde tempolu müzikler eşliğinde 45-55 dakika arasında pedal çevirirsiniz. Kilo problemleri olanların, hızlı bir şekilde yağ yakmak isteyenlerin ya da profesyonel olarak pedal teknikleri ve tutuşlar bakımından gelişmek isteyen bisikletçilerin cycling derslerine katılmaları önerilir. Cycling kas gücü ve dayanıklılığını da arttırmaktadır. Özellikle kalça, bacak ve alt karın bölgesinde yağlanma şikayeti olan kişiler için oldukça uygundur.

Jennifer Lopez & Zumba

“Biz kadınlar başkalarını çok, kendimizi az önemseriz. Ama stresten en çok etkilenen tür olduğumuz düşünülürse, aslında ara ara bencil olmak da hakkımız. Alışverişi, çocukları, ev işlerini düşünmeden kafamızı boşaltabileceğimiz ve stres atabileceğimiz bir ortama ihtiyacımız var. Ben bu ihtiyacı Zumba ile gideriyorum.” demiş güzeller güzeli J. Lo. Artı eklememiş, benim bu güzeller güzeli kalçalarım, şekilli bacaklarım ve dümdüz karnımın sırrı zumbadır diye. Vay arkadaş, sinsilik mi yapmış… Tam “Protein tozu içmeyin, benim doğal halim bu.” diye söylenip, ek gıdanın dibine vuran antrenör sinsiliği… Sinsi olduğu kadar alımlı da… Zumba ile stres atarsınız, evet. Ama zumba ile sağlam da yağ yakarsınız. Cayır cayır bacaklarınız ve kalçanız çalışır, karnınız şekillenir, kollarınız toparlanır ve kısa sürede fit ve bakılası bir görünüme kavuşursunuz. “Dans ediyorum; çünkü hala kollarım formda.” demek de “Gidene el sallayamam, malum tuzluklar!” demek de olası… Karar sizin.

Jake Gyllenhaal & Boks

Araştırmalar demiş ki Rocky’nin ünlü Gonna Fly Now’u özellikle spor salonu alışkanlığı olan erkekleri durduk yere ve hızlıca motive ediyormuş. Bu parçayı herhangi bir antrenmanı esnasında duyan er kişi, o an ne yapıyorsa bırakıp, kum torbası ile bakışmaya başlıyormuş. Ucundan dövüş sporlarına bulaşanlar da en kötü ihtimalde salondan çıkmadan hemen önce, kum torbası ile yakınlaşıp, bir iki kroşe bir iki aparkat yapıştırıyorlarmış. Sonuçta İsviçreli bilim adamlarıymış bunlar, yalan söylemezlermiş. Dövüş sporlarına ilişkin uyarıcıyı alan erkekler, uyarana karşı kayıtsız kalamıyorlar, Rocky gibi güçlü ve fit olmak istiyorlarmış. Boks, Wing Chun, Eskrima, Muay Thai ve benzeri branşlara ait filmler de film yapımcılarını zengin ediyormuş. Sinemada da özellikle en çok boks tutuluyormuş.

Boks filmlerinden en son SouthPaw’ı izledik. Jake Gyllenhaal 2015 yapımı Southpaw’ı ile varolan ününü ikiye üçe katladı. Jake bu film için şahsına ait bir boks salonu olan antrenör Terry Claybon ile çalışmış. Her gün her gün ip atlamış, boks adımları çalışmış, gölge boksu, focus pad çalışmaları ve foksiyonel egzersizler yapmış. Boks öğrenirken forma da girmiş. Kadın ya da erkeksiniz, kendinizi korumak ve güçlenmek istiyorsunuz, aynı zamanda da şu kilolarımdan kurtulsam fena olmaz diyorsunuz, boks antrenmanları sizi bekler.

Channing Tatum & CrossFit

G.I. Joe: The Rise of Cobra’nın Duke’si Tatum daha ilk gençlik yıllarında bile sportif bir kişilik imiş. Amerikan futbolu, futbol, beyzbol ve dövüş sporlarıyla ilgilenmiş. Google’da ismini arattığımızda giyinik bir fotosu yok gibi sevgili okuyucularım. Kaslı kaslı fotoğraflarını çekip çekip koymuşlar internete… Havuza modifiye edilmiş burpeeler mi dersin, kondisyon antrenmanları mı dersin, bisiklete binmeler mi, kettlebell antrenmanları mı dersin? Hepsini bir haftaya sığdırıyormuş. Beş öğün de protein ağırlıklı, maksimum kas kazanımına yönelik besleniyormuş. “Kendinizi sevin, yeşillik yemeyi sevin, egzersize zaman yaratır, kendinizi ve bedeninizi kandırmayın, hareket edin.” falan gibi laflar da ediyormuş.

Oh ya, bugün ne güzel yaptık… Ünlülerle gözümüzü doyurduk ve o yolla motivasyonumuza dair kestirme yollar aradık. Ben kişisel olarak, rekabet olmasın diye “tek ünlü hakkımı” burada ifşa etmedim. Neden? Çünkü tatlı sinsilik yaptım. Siz de tatlı tatlı sinsilikte, sevgiyle ve fit kalın…