Durmam Buralarda, Yatmam Sensiz Instagram’da

Her defasında zamanımızı ve hatta tüm benliğimizi ele geçirdiği için lanetler yağdırdığımız ama onsuz da duramadığımız bir sosyal medya yüzleşmesinden daha merhaba.

Sosyal medyada olmak, paylaşımlarda bulunmak, diğerleriyle iletişim kurmak elbette kötü değil. İnternet hayatımızı bu kadar kolaylaştırıyorken onu reddetmek koca bir yalan olur. Ancak ‘sosyal medya detoksu’ diye değindiğimiz şey aslında dürtüselliğin sizi ele geçirmesine izin vermemeniz. Dürtüsel bağımlılık da telefonu, sosyal medya mecralarını ve mesajları sürekli kontrol etmekle başlıyor.

Gözlerimiz sürekli bir ekrana bakarken zihinlerimiz, hiç durmadan inmekte olan bir bilgi akışı ve paylaşımlarımızın başkalarınca ne kadar beğenildiğini düşünmekten yorgun düşüyor. Yorulmadınız mı?

Tüm dünyada fırtınalar estiren, jenerasyonun en popüler modeli Kendall Jenner’ın aniden Instagram hesabını kapatması ABD’nin yeni seçilen başkanı Donald Trump’ı protesto amaçlı olduğu düşünülmüştü. Ama Jenner gerçek nedenin ‘detoks’ olduğunu söyledi. “Sabah uyandığında ilk, gece yatarken de son baktığı yer” olarak tanımladığı Instagram’ını kapatmasının da yine sosyal medyada bu denli geniş yer bulmasını kendi dillerinde “bullshit” ama dilimize çevrildiğinde “çılgınca” bulduğunu açıkladı 21 yaşındaki model. Benim için Kardashian klanı üyeliği dışında başka bir alametifarikası olmayan Kendall, resme başka bir yerden bakmam gerektiğini fark ettirdi aslında.

Sosyal medya detoksu bize ne kazandırır?

İkna olup uygulamaya başlamak da var okuyup geçmek de… Buyurun öyleyse;

1.Daha çok okursun

Elimizden günde belki hemen hemen 10 saat düşürmediğimiz akıllı telefonlarımızın yerine kitap, dergi ve gazete olduğunu düşünün. Twitter’dan Tinder’a, Facebook’tan Instagram’a her bir app için önce ortalama kaç saat verdiğinizi hesaplayın, sonra bu kadar zaman diliminde kaç dergi, gazete ve kitabın okunabileceğini…

2.Daha çok sarılırsın

Aynı anda iki işi yapmaya programlı bir beyin yapımız henüz yok. Aynı anda iki iş elbette yapılabilir ancak biri daha edilgendir. Müzik dinlerken resim yapabilirsiniz örneğin ama aynı anda hem sosyal medya akışlarınızı kontrol edip hem de insanlarla iletişim kuramazsınız. Köpek ya da kedinizle en son ne kadar birlikte vakit geçirdiniz? Onun aslında sizinle oynamak için can attığını en son ne zaman fark ettiniz kimbilir? Facebook’ta hayvan videosu beğenip paylaşmak yerine evdekini ihmal etmeseniz diyorum, daha gerçek bir sevgi paylaşımı olmaz mı?

3.Sabah uykusuna doyarsın

Uykudan önce “dur şuna da bakayım” diye diye yediğiniz dakikalar, hani “5 dakika daha ya!” diye sürünülen sabah uykusunda size “ekstra” olarak verilse? Ah kim istemez sabah fazladan bir yarım saati? Ama siz dün gece hiç anlamadan bir saatinizi harcadınız telefonunuzla yatağınızda ve aynı şeyi bu gece yine yapacaksınız.

4.Spora zaman kalır

Sosyal medyada var olmak için ayakta durmanıza ya da koşmanıza gerek yok. E bu da sizi seneler içinde hareketsiz bir yığın haline getirdi haberiniz yok. Siz o anı yaşamak yerine o anın fotoğraflarını çekmeyi tercih ettiğiniz için fotoğraflardaki siz bir süre sonra yeni siz olmayacaksınız. Sosyal medyanın henüz insanlığı ele geçirmediği dönemlerde sabah yürüyüşleri, öğle arası uzaktaki bir restorana gitmek ve akşam iş çıkışında biraz turlayıp öyle eve gitmek gibi istekli aksiyonlarımız vardı. Şimdi telefonumuza basıyoruz ve oturduğumuz yere geliyor yemeğimiz. Tek hareketleri klozet kapağını kaldırmak ve yere düşen bir şeyi eğilip almak olan insanlardan olmayın. Sosyal medyaya ara verin, kalkın ve spor yapın.

5.Ruh hastalığın biter

Ne paylaşırsanız beğenilsin istiyorsunuz. Beklenen beğeni gelmeyince hayal kırıklığı ve buna bağlı kötü hissedişler ele geçiriveriyor bünyeyi. Sosyal medyaya bu denli bağlı oluşumuzun temel sebebi gerçek hayatta pek rastlayamadığımız pozitif dönüşler. Akşam yemeğini Instagram’da paylaşmayınca aç kalmazsınız ya da senede belki bir kez yüzünü gördüğünüz bir arkadaşınız Facebook paylaşımınızın altına yorum yapmadı diye ölmezsiniz. Bu ruh hastalığından kurtulmak, bunu ötelemek ya da tamamen reddetmekle mümkün. Ne o fotoğrafı koyarım ne de az like aldı diye kendimi kahrederim!

6.Değişik tatlar denersin

Her akşam eve döndüğünüzde yapmayı gündüzden planladığınız ve böylece hafta sonuna bırakmayacağınız; yalnızsanız kendinizi, aileyseniz eşinizi yıpratmayacağınız çamaşır, ütü, kitaplık toplama işlerine, ufak tadilatlara ya da keyfe keder sırf zevkine deneyeceğiniz tatlı-tuzlu el yapımı mutfak aksiyonlarına zaman ayırabilir, bu leziz tatlarla hayattan başka zevkler alabilirsiniz.

7.İleri bakarsın

İçimizdeki o koca boşluk elbette bir şeylere sarılmakla daha küçülüyor. Eskiden gazeteye sarılıyorlardı şimdi telefonlara. Akşam tv dizilerine, hafta sonu maçlara, illa ama illa bir şeye sarılırız. Eski sevgililerin hesaplarını stalklayana kadar o enerjiyi evrene yaysaydık şimdi yeni bir sevgilimiz olmaz mıydı? Buz gibi olurdu hem de! Eskisi ve eskisinin yenisi; zaman kaybı olduğu kadar megabayt düşmanı, gereksiz ziyan.

Ben bu satırları yazarken Kendall dayanamamış olacak ki yeniden aktive etmiş Instagram’ını (bullshit) ama ben bir süreliğine kararlıyım. Telefonumdaki date app’leri silerek başladım Instagram’a günde bir kez bakmaya söz vererek kendime mesela. Snapchat’i kapatmama ramak kaldı. Facebook bana artık tamamen ‘duygusal ihtiyarlar’ın gezinme alanı gibi geliyor. Twitter ise haber sitelerinden önce dünyada neler olup bittiğini anında öğrendiğim mecra. Sanırım hiçbiri olmadan yaşayabilirim. En azından denemeyi denerim. Sıyrıldım ben gerçek hayattayım, ya siz?