2020 yılı başladığından beri muhteşem haberler almadığımız doğru ama bütün bunlar ilk defa olmuyor. Neredeyse her yıl için henüz başındayken “bit artık” moduna girebiliyoruz. Daha kaygılı, daha umutsuz ve heyecansız olabiliriz ama her geçen yıl kendimize yatırım yapabileceğimiz yeni yolları da keşfetmeye devam ediyoruz.
Kaygıyla baş etmenin en iyi yollarından biri gerçekten sanat terapisi olabilir mi? Konunun yabancıları için soruyu daha basit sormalıyız belki de: Sanat terapisi de ne?
Sürekli sosyal medyada vakit geçiriyoruz, gelen kutumuzun üzerindeki sayı her gün artıyor, herhangi bir ekrana bakmamız stresli hissetmemiz için yeterli. Sanat terapisiyse her geçen yıl artan kaygı ve stres bozukluğunun 20. yüzyıldan beri olumlu yönde değişmesi adına kullanılan yöntemlerden biri. İnsanların zihinsel refahını sağlamak ve iyileşmeyi teşvik etmek için resim veya çizim gibi yaratıcı egzersizleri kullanmasına sanat terapisi diyebiliriz. Evet, sizi rahatlattığını söylediğiniz ve rengarenk boyadığınız mandalalardan aldığınız suluboya setlerine kadar her şey, siz bilerek veya bilmeyerek yapsanız da aslında kaygılarınızdan uzaklaşmanız için bulduğunuz araçlar. Tabii takı tasarım kursu ya da seramik eğitimleri de sanat terapisi olabilir ama bahsettiğimiz boyamalar dolabınızda her an sizi bekleyebiliyor. Tabii evdeki tek alternatif boyama değil, örgü veya bir şeyler pişirmek de alternatifiniz olabilir. Önemli olan, kendinizi çok yormadan evinizdeki olanaklarla herhangi bir sanatı ya da zanaatı kendi iyiliğiniz için kullanmak.
Bilimsel bir kanıt yok ama neredeyse 50 yıldan fazla bir süredir sanat terapisi klinik pratikte yer alan bir uygulama. Üstelik sanat terapisi için sanatçı ruhlu olmaya gerek yok. Tabii ki sanata eğilimli insanların bu tip tedavilere daha açık olması bekleniyor. Ama genel olarak sanat terapisinin amacı rekabet, daha iyiye ulaşmak veya sanatsal yönü kuvvetli eserler ortaya çıkarmak değil. Aslında amacı kişinin farkındalığını yükseltmek, öz saygıyı artırmak, sosyal becerilerini geliştirmek.
American Art Therapy Association’ın çalışmalarına göre 45 dakikalık bir sanat etkinliğinin stresi azalttığı, gevşemeyi teşvik ettiği ve rahatlattığı gözlemlenmiş. Picasso olmasanız yaptığınız birkaç karalama bile sinir sistemini yatıştırır, kendini ifade etmeyi ve kendini bilinçlendirmeyi teşvik eder.
Sanatın yanı sıra, sanat terapisi ile aynı etkiye sahip olabilecek benzer (sportif olmayan) aktiviteler var tabii ki. Örneğin; örgü, tığ işi, bahçeyle uğraşmak, müizk aleti çalmak, hayvanlarla ilgilenmek ya da yazmak da aynı etkiye sahip. Yeter ki siz rahatlayacağınız uğraşı bulun, zihniniz size ihanet etmez!