Anadolu Mirası Nakışlardan Şık Terliklere: AnatolianCraft

Anadolu’da yüzyıllardır evlerde yapılan nakışlar AnatolianCraft ile şık terliklere dönüşüyor.

Siz de el işçiliği ile üretilen bu değerli terlikleri yakından tanımak istiyorsanız okumaya devam edin.

Markanızın hikayesinden bahseder misiniz?

 AnatolianCraft rahmetli anneannemden bana kalan, aslında Atatürk’ün manevi kızlarından Zehra Aylin’in el işlemeli ayakkabısını kendime yapma isteğimle başladı. Çok beğendiğim, çocukluğumdan beri bir gün benim olmasını istediğim ayakkabı ayağıma hiç olmamıştı. Ancak çok narin ve ince bir ayağa uyabilirdi.

El nakışı örtüler, dantel perdeler, iğne oyaları arasında geçen çocukluğumda; el işinin kıymeti ve zahmetini zihnime kazıyarak büyüdüm.

Genelde örtü formunda olan el nakışını giyilebilir bir forma getirmek hiç de kolay olmadı. Nakış bilmemin yetmediğini usta arayışımla anladım. Dilediğim titiz işçiliği uygulayacak ayakkabı ustası bulma sürecim hiç de kolay olmadı. Çabalarımın sonucunda, farklı nakış tekniklerini bilen memleketimizin farklı bölgelerinden kadınlarımızın yaptığı nakışlar yine el ustalığı ile terlik halini aldı. AnatolianCraft, Anadolu’muzda yüzyıllardır evlerde yapılan nakışların gün yüzüne çıkmasıyla hayat bulmuştur. 

Markayı kurmaya nasıl karar verdiniz?

Sadece en yakınlarıma yaptığım ve çok beğenilen terlikleri niye hemcinslerime yapmayayım diye düşündüm. Kadınlara hitap eden terlikler yine kadınlara iş imkanı sağlayacaktı. Kadınlara, üstelik Anadolu’nun farklı bölgelerindeki kadınlara istihdam yaratabilme düşüncesi bile çok muhteşemdi. Günümüzde sadece sandıklarda saklanan el nakışları giyilebilir bir formda tekrardan hayat bulacaktı.

Tasarımlarınızı nasıl yaratıyorsunuz? Üretim süreci nasıl ilerliyor?

Tasarımlarımı komşumun bahçesindeki mimoza ağacından tutun da saksıdaki küpe çiçeği de dahil olmak üzere birçok şey etkiliyor. Doğadan ilham almayı ve doğayı yansıtmayı seviyorum. Hayvanlar beni büyülüyor. Kumaş seçimi, sonrasında renklerin belirlenmesi modelin çıkmasıyla bir nevi terliğin üst yüzeyi hazırlanıyor. Sonrasında ustam yine elinde son halini veriyor. Tasarımdan sonraki üretim aşaması her bir çift terlik için günler ve hatta haftalar alabiliyor.

Yurt dışı satışınız var mı? (Yoksa) İleride olmasını düşünüyor musunuz?

Terliklerimin tamamen el işi olması, hem ev içi hem de dış mekanda giyilebilmesi önce ülkemize gelen turistlerin çok ilgisini çekti. Devamında Viyana’da bir butikte satılması, Amerika için sipariş alınması beni çok mutlu etti. Hedefim; ülkemizin senelerden beri süregelen el sanatçılığı mirasını modern moda algısıyla sentezleyip yurt dışında tanıtmak.

(İyi İşler: Perakendede Kadın Girişimcileri Güçlendirme Programı) Bu programa katılmak size ne kazandırdı?

Öncelikle bu programla bana ve markama bir ayna tutulduğunu düşünüyorum. Vergi mevzuatından tutun, defter tutma, ihracat yapabilme pazarlama teknikleri gibi önemli konularda alanında uzman değerli mentorlardan eğitim aldım. Benimle birlikte farklı marka sahibi kadınlarla geçirdiğimiz eğitim süreci network oluşumunda aynı yollardan geçmiş hemcinslerimin deneyimlerinden yararlandım.

Kadın girişimcilere önerileriniz nedir?

İşlerinin her aşamasında mutlaka bilgi sahibi olmalılar. Sonucun iyi olması için; her aşamanın mükemmel ilerlemesi marka sahiplerinin insiyatifinde olmalı. Aksiliklerin daima olacağını unutmadan, morallerini bozmadan hayallerinin peşlerinden gitmeliler. İşlerini çok severek yapmıyorlarsa, işleri onları heyecanlandırmıyorsa bana göre başarı uzak olacaktır.

Kadınların ticaret dünyasındaki varlığı hakkında ne düşünüyorsunuz?

Ülkemizde kadınların erkeklere oranla ticaret payında az yer almaları üzücü. Ben kadınların; gerek yaratıcılıkları, önsezileri, inatçılıkları, işlerini neredeyse çocukları gibi görmeleriyle enerjilerinin çok yüksek olduğunu gözlemliyorum. Ticaret dünyasında da tam bu sebeplerle daha çok yer almaları gerektiğine inanıyorum.