40 Olmadan Bunları Duymalısınız!

Herhangi bir dermotolog cilt bakımına başlamak için hiçbir zaman geç olmadığını söyleyebilir. Tabii ne kadar erken başlarsanız o kadar iyi… Genelde önlemek için çabalamak, düzeltmeye çalışmaktan daha etkili bir yöntem. Bunun anlamı 20’li ve 30’lu yaşlarınızda cildiniz için edindiğiniz tüm alışkanlıklar 40’lı yaşlarınızda size daha sağlıklı, parlak ve sıkı bir görünüm olarak geri döner. Birçok uzmana göre yaşlanma karşıtı ürünleri de yüzdeki çizgiler derinleşmeden kullanmaya başlamak gerekiyor. Çünkü 20’li yaşlarımızın başından itibaren ciltteki kolajen miktarı giderek azalıyor ve bu o kadar yavaş yavaş ciltte etkisini gösteriyor ki önlem almak gerektiğini düşündüğünüzde izler derinleşmiş oluyor. Tabii bu dönemden sonra da çizgilerle baş etmek zorlaşıyor.

Ulaşabileceğimiz o kadar kaynak içinde sınırsız güzellik ve bakım tavsiyesi de olduğunu unutmayın. 40 yaşınızdan önce alışkanlık haline getirmeniz gereken bakım rutinlerinden bazıları belki de size hiç hitap etmeyecek ve yarım bırakacaksınız. Eğer hem eğleneceğiniz hem de sizi iyi hissettiren bir rutine alışırsanız, devam etmeniz de kolaylaşır. Sonuçta ne kadar sadık kalırsanız o kadar işe yarar.

Cildiniz şu an çok genç ve pırıl pırıl olabilir ya da minik minik çizgileri henüz fark etmeye başlamış olabilirsiniz. Her halinizle çok güzelsiniz evet ama şimdi bu güzelliği bakımla taçlandırmaya başlayın!

C vitamini serumlarıyla tanışma vakti

Cilt bakımının en önemli araçlarından biri C vitamini. Özellikle 20’li ve 30’lu yaşlarınızda, vücudunuzdaki kolajen miktarı tükenmeden onlardan en iyi performansı alabilmek, cilt lekelenmeleri başlamadan engel olmak ve parlak bir cilde sahip olmak için C vitamini içeren serumlar kullanmalısınız. Bu vitamin aynı zamanda antioksidan özelliğe ve UV koruyucu etkiye de sahip. C ve E vitaminlerini içeren güçlü bir serumu mutlaka sabah bakım rutininize ekleyin. Nemlendiricinizi ve güneş koruyucunuzu sürmeden önce C vitamini serumunu uygulabilirsiniz.

Haftada iki ya da üç kere ölü derilerden kurtulun

Cildiniz olgunlaştıkça kalınlaşır ve matlaşır, biraz daha cansız görünür ve gözenekler büyür. Peki bu neden olur? Bunun nedenlerinden biri, yaşlanan derimizin dökülme hızının kendi yaşlanma hızımızdan daha yavaş olması. Dolayısıyla bu süreci hızlandırmak bize düşüyor. Cildin donuk ve pürüzlü görünme sebeplerinden biri de bu aslında. Ölü derilerin ciltte kalmasıyla ten renginiz eşit görünmez. Neyse ki ölü derilerden kurtulabileceğimiz birçok yöntem var. Cildinizdeki ölü deriyi atmaya yardımcı olabilecek kremlerle, haftada iki üç kere bu işlemi gerçekleştirebilirsiniz. Bu hem cildinizin yeniden canlı ve genç görünmesini sağlarken diğer yandan kullandığınız bakım ürünlerinin de daha yüksek etki göstermesine yardımcı olur.

Güneş koruyucunuzu bakım rutininizde merkeze alın

Güneş kremlerinin yazla bir ilgisi yok, güneşle var! Güneş gökyüzünde olduğu sürece onlara olan ihtiyacınız bitmeyecek. Eğer anti-aging için tek bir ürün kullanmanız gerekiyorsa, hiç çekinmeden bunu güneş kremi olarak tercih edin. Günlük olarak SPF koruması sağlamak için hiçbir zaman geç değil, hatta hayatınız boyunca bronzlaşmak için güneşin altında saatlerce kalmış olsanız bile kendinizi korumaya başlayabilirsiniz. İstikrarlı olmak, güneş koruyucularının işe yaraması için en büyük etken. Güne başlarken ve bazen gün içinde bile güneş kreminizi sürün. İdeal olan 30 SPF ama cildinizin hassasiyetine göre 40 SPF ya da 50 SPF de kullanabilirsiniz. Sadece yüzünüze değil, ellerinize, dekoltenize, boynunuza ve kolunuzun üstüne de yani güneşe maruz kalan her yerinize güneş kremi sürmeden evden çıkmayın.

Nemlendiriciniz cildinizi yumuşatsın

Yaşlandıkça cilt kurur ve daha mat görünür bunu daha önce de söylemiştik. Bunu önlemek için yapabilecekleriniz arasında nemlendirici kullanmak da var tabii ki. Dermatologların önerdiği nemlendirici etkili bazı maddeler var, örneğin bebeklerin cildinin yumuşacık olmasını sağlayan ve zamanla vücudumuzda daha az bulunan lipid tutucu kremler ya da hyaluronik asit türevi olan sodyum hiyalüronat içeren nemlendiriciler özellikle radarınızda olsun. Kuru, yaşlanan cildi nemlendirmek ve kırışıklıkları azaltmak için harika olan bu maddeler özellikle göz çevresinde etkili olur.

Retinolü gece rutininize dahil edin

Bildiğimiz A vitamininden bahsediyoruz. Bakım rutininizde C vitamini nasıl gündüzlerin olmazsa olmazıysa, A vitamini de gecelerinizin vazgeçilmezi olmalı. Yüksek kaliteli retinoller kullanmak için özellikle 20’lerin ortaları ideal denebilir ama genç bir cildiniz varsa başlamayı biraz ileri atabilirsiniz. Retinol etkisini en iyi gece gösterdiği için genelde gece kremlerinde yer alır ve kolajen artırımı sağlarken, bir yandan kırışıklarla savaşır. Retinol hassas bir içerik olduğundan opak kutularda satılanları tercih edin ve kesinlikle güneş ışığına maruz bırakmayın. Bir de ilk defa kullanmaya başlayacaksanız, etkili bir madde olduğundan cildinizi tahriş edebilir. Haftada bir ya da iki kere kullanmakla başlayabilirsiniz. Ardından kullanımı artırırsınız.

Cildiniz için hiçbir şey yapamıyorsanız, yıkayın

Nasıl diş fırçalamak tek başına ağız bakımı için yeterli değilse, cildinize günde bir kere bakım yapmak da yetersiz. Çünkü sabah yaptığınız bakım gün içinde sizi korur, gece yapılan bakımsa tamamen oluşan hasarları tamir etmeye yönelik. Yani bu birbiriniz tamamlayan bir süreç. Ne yaparsanız yapın, cildinizin temiz olduğundan emin olun. Eğer hiç enerjiniz yoksa en azından cildinizi makyaj ve kirden arındırın çünkü eğer bunu yapmazsanız gecenizi dolu gözenekler ve hızlı yaşlanmaya başlayan bir ciltle geçirirsiniz.

Cildinizi kontrol etme vakti geldi

Genç görünmek cool olabilir ama bundan daha cool bir şey varsa o da sağlıklı bir cilde sahip olmak. Özellikle cilt kanseri riskine karşı her zaman hazırlıklı olmakta fayda var. Eğer ailenizde cilt kanserine daha önce yakalanmış birileri varsa ya da riskli grup içinde yer alıyorsanız, örneğin vücudunuzda çok ben varsa, sık sık baştan aşağı vücudunuzu kontrol etmeli ve değişiklikleri iyi takip etmelisiniz. Sonuçta birçok hastalıkta olduğu gibi erken teşhis hayat kurtarır.